top of page
  • adastraperaspera2

Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar İnceleme | Stefan Zweig

Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar




‘’Bir mucizenin ya da mucizevi bir şeyin meydana gelmesi için, birinin bu mucizeye inanarak hazırlanması gerekir. Bilginlerin tereddüt ettiği yerde, bilgisi daha az olan birinin masum cesareti ilk yaratıcı hamleyi yapar ve çoğu zaman olduğu gibi burada da basit bir rastlantı, muazzam bir girişimi harekete geçirir.’’

Sf 179



Kitabın Alt Başlıkları


· Ölümsüzlüğe Kaçış (Pasifik Okyanusu’nun Keşfi, 25 Eylül 1513)

· Bizans’ın Fethi (29 Mayıs 1453)

· Georg Friedrich Handel’in Yeniden Hayata Dönüşü (21 Ağustos 1741)

· Bir Gecelik Dahi (Marseillaise, 25 Nisan 1792)

· Waterloo’da Dünyayı Değiştiren An (Napolyon, 18 Haziran 1815)

· Marienbad Ağıdı (Goethe, Karlsbad’la Weimar Arasında, 5 Eylül 1823)

· Eldorado’nun Keşfi (J.A Suter Kaliforniya, Ocak 1848)

· Kahramanlık Anı (Dostoyevski, Petersburg, Semyonovski Meydanı 22 Aralık 1849)

· Okyanus’u Aşan İlk Söz (Cyrus W. Field, 28 Temmuz 1858)

· Tanrı’ya Sığınış ( Lev Tolstoy’un Tamamlanmamış Dramı, ‘’Ve Karanlıkta Bir Işık Parlıyor’’ İçin Bir Sonsöz 1910 Ekim Sonu)

· Güney Kutbu İçin Mücadele (Kaptan Scott, 90. Enlem, 1912)

· Mühürlü Tren (Lenin, 9 Nisan 1917)

· Wilson Başaramıyor



Zweig, trajik hayatıyla oldukça bilinen roman, öykü, tiyatro, deneme, şiir, seyahat, anı türlerinde birçok eser vermiş gitgide daha da popülerleşen yazarlardan birisi. Genellikle öyküleri popülerdir, ki ben de bugüne kadar toplamda on öyküsünü okudum. Kendisini sadece öykü yazarı olarak bilen bu yüzden bu kitabını alıp okuyanların bu kitabı seveceğini düşünmüyorum zira bu kitap öykülerinden oldukça farklı olarak deneme inceleme türünde yazılmış.



'Yazgı güçlülerin ve güç kullananların peşindedir. Tek bir kişiye kul köle olup ona itaat eder yıllarca: Sezar, Büyük İskender ve Napolyon gibilerine; çünkü yazgı, kendine benzeyen, ele avuca sığmayan kudretli kişileri sever. Ama gariptir ki arada bir, çok ender olarak da herhangi birinden yana olur. Bazen -ki bunlar dünya tarihinin hayret edilecek anlarıdır- alın yazısının ipleri bir dakika için önemsiz birinin eline geçer. Böyle insanlar kendilerini dünyanın kahramanlık sahnesine çıkaracak sorumluluğun gücüyle mutlu olacakları yerde ürkerler ve çoğu zaman da yazgının üzerlerine yüklediği yükü titreyerek ellerinden bırakıverirler. Birinin bu fırsatı değerlendirip kendisiyle birlikte yücelttiği pek nadirdir. Çünkü yüce olan, ancak tek bir saniye için güçsüze bırakır kendini, o saniyeyi kaçırana ise ikinci bir şans tanınmaz artık.'

Sf 123




Yazar, bu kitabında insanlık tarihinde kendisinin en önemli olaylar olarak nitelediği on dört olayı bize anlatıyor. Gerçekten de oldukça önemli, insanlık tarihinin akışını değiştirmiş olayları Zweig’in anlatımıyla okuduğunuz zaman sıkılacağınızı düşünmüyorum. Öyküleri gibi bu kitap da oldukça sürükleyici, dili akıcı ve basit. Bu kitabı okurken olayları araştırmanızı olayları mantık çerçevesine oturtabilmek ve kalıcılığını sağlamak, daha sonrasında bu bilgilerin sizden uçup gitmesini engellemek adına size önerebilirim.



Ölümsüzlüğe Kaçış, Bir Gecelik Dahi, Waterloo’da Dünyayı Değiştiren An, Okyanus’u Aşan İlk Söz, Tanrı’ya Sığınış, Mühürlü Tren benim favorilerim oldu.



Ölümsüzlüğe Kaçış, Vasco Nunez de Balboa’nın Pasifik Okyanusu keşfinde yaşadıklarını, Bir Gecelik Dahi, Fransız Ulusal Marşı Marseillaise’in nasıl yazıldığını, Waterloo’da Dünyayı Değiştiren An, Napolyon’un savaşı nasıl kaybettiğini, Okyanusu Aşan İlk Söz, okyanusun altına telgraf hattının döşenmesi sırasında yaşanılan zorlukları, nasıl başardıklarını ve nasıl başaramadıklarını, Tanrı’ya Sığınış, Tolstoy’un tamamlanmamış dramı Karanlıkta Bir Işık Parlıyor için Zweig’in son sözü, Tolstoy’un ölümünün ardındaki gerçekleri anlatıyor, ‘sefalet’ içinde tren garında öldüğünü biliyoruz ama malından, mülkünden ve ailesinden nasıl vazgeçtiğini, olayların nasıl geliştiğini anlatıyor. Ve benim en sevdiğim ama keşke daha uzun, daha ayrıntılı olsa diye yakındığım Mühürlü Tren, Lenin’in İsviçre’den Rusya Çarlığı’na Ekim Devrimini başlatmak için gidişini anlatıyor.

İnsanlık tarihindeki herkesin bilmesi gereken çok önemli olayları anlatan, birbirinden güzel on dört denemeden oluşan Zweig’ın bu eserini ben çok sevdim. Listemde değildi, kütüphanede karşıma çıkmasa büyük ihtimalle uzun bir süre daha listemde olmazdı. Şans eseri görüp ilgimi çektiği için ödünç aldığım bu kitap karşıma çıktığı için gerçekten sevindim. Tarihimizdeki bu önemli olayları sıkmadan, hoş bir şekilde anlatıyor. Herkesin şans vermesi gereken bir kitap bence.



Zweig’ın şu sıra popüler kültüre, Instagram kullanıcılarına oyuncak olduğunu düşünüyorum. Kapakları güzel olduğu için kitapları alınıp, birkaç fotoğrafla yazar anlaşılmadan hatta belki okunmadan raflara kaldırılıyor. Görünen o ki şu sıra sadece önemli olan içi boş ‘estetiklik’. Zweig da bu durumun en büyük kurbanlarından biri. Popüler olmayan kitaplarını okumak, onu gerçekten anlamak ve tanımak en azından onu onurlandırabilmek adına gerçekten Zweig sevenlerin yapabileceği tek şey sanıyorum ki.



"Ve şayet insanlık, her defasında yeniden o lanet olası çılgınlığa kapılıp yoldan çıkmasaydı ve kendisine olaylara hükmetme gücünü vermiş olan aynı araçlarla kendini yok etmeye kalkışmamış olsaydı, mekana ve zamana karşı kazandığı bu zafer sayesinde sonsuza kadar birlik içinde kalması ne muhteşem olurdu!"

Sf 196


Adı: Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar

Yazar: Stefan Zweig

Baskı tarihi: 11 Nisan 2013

Sayfa sayısı: 319

Orijinal adı: Sternstunden der Menschheit

Yayınevi: Yordam Kitap

80 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Belgariad Serisi İnceleme|David Eddings

“Hayali zaferlerde risk yoktur; konuşmanın iki tarafı da sizin hayallerinizden geliyorsa, düşmanla karşılaşmalarınız hep zaferle biter.“ Belgariad serisinin kitaplarını tek tek incelemek yerine toptan

bottom of page