top of page
  • adastraperaspera2

Sibiryalı Kız & Kafkas Tutsakları İnceleme | Xavier de Maistre



Sibiryalı Kız


Xavier de Maistre’nin eserlerinden biridir, yazarın diğer bazı eserleri Odamda Gece Seferi, Odamda Seyahat’tir. Xavier de Maistre, 1763 doğumlu Fransız bir yazar olmasının yanı sıra aynı zamanda asker ve ressamdır. Onu asıl üne kavuşturan ise, 6 haftalık ev hapsi sırasında yazdığı Odamda Seyahat ve bu kitabın ikinci cildi olan Odamda Gece Seferi’dir. Kitaplarında bavula ihtiyaç duymadan nasıl kanepeye seyahat ettiği gibi eğlenceli ve herkesin kesinlikle bilmesi gereken şeyleri anlatıyor. Geç 18. Yüzyıl modernitesinin başladığı bir dönemde kendisi eserlerini yazmıştır. Bence yeterince ilgi görememiş harika yazarlardan biridir.


“Yakınlarından ve dostlarından sonsuza dek ayrılmak, insan için yaşamın her zamanında büyük bir üzüntüdür. Ama yaşlılık çoktan omuzlarımıza çöktüğü zaman, gelecekten umacak bir şeyimiz kalmadığı zaman, bu çok korkunç bir şeydir.”

Sf 71


Sibiryalı Kız öyküsüne gelecek olursak eğer, kitap bize Praskovi Lopulof’un özgüvenli, gözüpek ve zorluklarla dolu yolculuğunu anlatıyor. Praskovi’nin babası Ukraynalı soylu bir aileden gelen bir yüzbaşıdır. Fakat bir gün nedenini bilmedikleri bir sebepten dolay Sibirya’ya sürgün ediliyor ve hayatları birden tepetaklak oluyor.


Valiye yazılan birçok dilekçe cevapsız bırakılıyor, herhangi bir olumlu veya olumsuz bir bilgi alamıyorlar. Bu zamanlarda anne babasının hemen yan odasında kalan Praskovi ailesinin ağlamalarını dinleyerek ondan sakladıklarını sandıkları üzüntülerini paylaşıyor. Sürekli ormana gidip dua etmeye başlayan Praskovi’nin aklına bu küçük yürüyüşlerinde bir fikir geliyor, Saint Petersburg’a gidip imparatora kendisinin yalvarması. Ailesine bu fikrini ilk söylediği zaman, Praskovi ile dalga geçiyorlar ve çok küçük olduğunu söylüyorlar. Yıllar sonra, tekrar bu fikrini söylediği zaman ailesi artık endişeleniyor ve bunun mümkün olmadığını söylüyorlar. Fakat bu Praskovi’yi durdurmuyor, pasaport için valiliğe dilekçe yolluyor ve ailesini ikna etmek için çabalamaya devam ediyor.


Sibirya’dan Saint Petersburg’a yayan yolculuğu tüm ümidiyle ve istikrarıyla aylar sonra başlıyor. Bu yolculuğunda sadece açlık ve parasızlık gibi zorluklarla karşılaşacağını düşünen Praskovi büyük şehirleri ve insanları gördükçe ne kadar yanıldığını görüyor ama asla dileğinden asla vazgeçmiyor. Praskovi’nin kendine güveni, ailesine olan sevgisi ve iyi kalbi onun amacını başarmasını sağlıyor. Temiz kalbini gören, onu dinleyen herkesi etkileyen Praskovi’ye yardım kapıları sonuna kadar açılıyor ve sonunda babasının ve hatta Sibirya'daki köylerinde ona yardımcı olmak isteyen başka 2 sürgünün de özgürlüğüne kavuşmasını sağlıyor.


“Çöllerden kurtulduktan sonra, büyük kentlerin o ürkünç yalnızlığını görüyordu; büyük kentlerin kalabalığı arasında yoksul insan, yapayalnızdır. Çevresinde korkunç bir büyünün etkisindeymiş gibi kendisine bakmayan gözler, yakınışlarını işitmeyen kulaklar vardır.”

Sf 45


“Büyük kentlerdeki toplum işte böyledir; yoksulluk ve bolluk, mutluluk ve yıkım, orada hep karşı karşıyadır; birbirlerine rastlarlar ama birbirlerini görmezler. Bunlar aralarında hiçbir ilişki olmayan iki dünyadır.”

Sf 52


Bundan sonraki hayatını ise rahibe olarak devam ettiren Praskovi’nin umut ve sevgi dolu kısa macera hikayesi işte böyle.


“En güç işlerin bile, bütün umutların üstünde başarıldığı görülmüştür.”

Sf 26


Kafkas Tutsakları


Kitabın ikinci öyküsü ise Kafkaslar tarafından para için tutsak alınan Binbaşı Kaskambo ve onu kurtarmak için eşkıyaları takip edip esir düşen er Ivan hakkında.


Binbaşı Kaskambo, Kafkas boğazlarındaki bir karakolu ele almak için yolculuğa çıkmayı planlıyordu. Yanında götüreceği adam sayısının azlığı ve planını herkese anlatması Kafkaslar tarafından pusuya düşmesine sebep olur. Binbaşını kurtarmak için eşkıyaları takip etmekte bir saniye bile tereddüt etmeyen Ivan’ın da esir düşmesiyle uzun bir süre tutsak olarak kalırlar. Bu sırada onlara alışan köy halkına yeri geldi tavsiye verdiler yeri geldi onların şaklabanı oldular. Ivan komutanını kurtarmak için yaptığı planların işe yaraması adına müslüman olur ve köy halkı din kardeşlerini zincire bağlayamayacakları için Ivan’ı serbest bırakırlar, her ne kadar ona çok güvenmeseler bile. Tüm çabaları sonucunda planları işe yarayan Ivan, komutanını kurtarabilecektir.


Bu öykü ilkine göre çok heyecanlı sayılmazdı bence ve ona göre oldukça yavandı. Sibiryalı Kız gibi akıcı, sürükleyici olduğunu da düşünmüyorum. Ama yine de güzel bir öyküydü. Ben sadece ilk öyküyü daha çok sevdim, okurken daha çok zevk aldım.


Kitabın Künyesi:

Kitabın Adı: Sibiryalı Kız & Kafkas Tutsakları

Kitabın Yazarı: Xavier De Maistre

Sayfa Sayısı: 125

Yayınevi: Cumhuriyet Yayınevi, Aralık 2000


Kaynakça:


17 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Belgariad Serisi İnceleme|David Eddings

“Hayali zaferlerde risk yoktur; konuşmanın iki tarafı da sizin hayallerinizden geliyorsa, düşmanla karşılaşmalarınız hep zaferle biter.“ Belgariad serisinin kitaplarını tek tek incelemek yerine toptan

bottom of page