top of page
  • adastraperaspera2

İskandinav Mitleri İnceleme | RI Page

İskandinav Mitleri İnceleme




“Bütün insanlar nihayetinde tanrıların soyundan gelmektedirler fakat eşit değillerdir.”


Raymond Ian Page, İngiliz Anglo-Sakson İngiltere ve Viking çağı tarihçisidir. Anglo-Sakson rün çalışmalarında uzmanlaşmış oldukça ünlü bir rünologdur aynı zamanda. RI Page’nin çok fazla kitabı olmasına rağmen sanırım sadece birazdan inceleyeceğimiz İskandinav Mitleri kitabı Türkçe’ye çevrilmiş.

Mitoloji, dinler, efsaneler gibi konulara ilginiz varsa ve birden çok kitap okumaya başlayınca, aynı hikayeleri birden fazla kere okumaya hazır olmanız gerekiyor. Belki okuduğunuz tüm kitaplarda aynı hikayeyi okuyacaksınız ve bu sizi sıkabilir. İskandinav mitolojisi benim en sevdiğim mitoloji ve ne yazık ki diğer mitolojilere göre oldukça az kaynak var. Zamanla bazı yazmaların yok olması kaynak sıkıntısının bir sebebi tabi ki ama İskandinav halkının da bazı şeyleri yazmaması bu mitolojiyi sevenler için oldukça üzücü. Geriye kalan kaynakların da bir kısmı Hristiyanlar tarafından yazıldığı için Pagan kültürüyle dalga geçilen çok fazla öge içeriyor. Hangisi doğru, hangisi yanlış bilemiyoruz. RI Page, gerçekten kaynaklarını, hikayeleri ve doğru olup olmamasını çok güzel incelediği bir kitap yazmış bizlere. İskandinav mitolojisiyle ilgili üç kitap ve sayısız metin okudum, hepsinde aynı hikayeleri farklı yorumlarla okumam tek farktı. En sevdiğim şüphesiz bu oldu saydığım nedenlerden ötürü, birisi İskandinav mitolojisi ile ilgili kitap önerisi isterse kuşkusuz bu kitabı öneririm. Kısa olmasına karşın içeriği okuduğum diğer kitaplardan daha iyi ve daha bilgilendiriciydi.

“Hiç kuşkusuz, Hristiyanlığın İskandinavların davranışlarında ya da inançlarında köklü birtakım değişiklikler meydana getirmiş olduğu varsayımıyla hareket etmek zorunda değiliz. Bildiğimiz kadarıyla, o dönemlerde İrlanda'da yaşayan bir İskandinav'ın aynı anda hem İsa'ya hem de Thor'a inanıyor olması pekâlâ mümkündü. Hıristiyanlığın mitleri, İskandinav mitlerinin yerini almaktan ziyade, onlara bir şekilde eklenmiş ya da yedirilmiş de olabilir. Sözgelimi, Cumbria'daki Gosforth kilise mezarlığında bulunan 11. yüzyıldan kalma görkemli bir haçın üzerinde, çarmıha gerilme sahnesinin tasvir edildiği oymalar bulunmaktadır. Ama aynı mezarlıkta, İskandinav tanrıları hakkındaki mitleri tasvir ettikleri düşünülen başka heykeller de vardır.”

Bu kitabın okuduğum diğer kitaplardan farkına değinmek istedim o yüzden. Giriş ve dizin bölümlerini çıkarırsak kitap yedi bölümden oluşuyor.

· İskandinav Mitlerini Kaynakları

· Aesir, Vanir ve Bazı Krallar

· Odin ve Thor

· Başlangıçlar, Gelişmeler ve Sonlar

· Tanrılar ve Kahramanlar

· İlave Okumalar İçin Öneriler

“Farklı zamanlardan ve mekânlardan gelen ve farklı edebî gereksinimlere cevap veren kaynaklardan hareketle İskandinav mitolojisinin tutarlı bir açıklamasına ulaşmak pek mümkün görünmemektedir. Öykülerde bir karışıklık olduğu ortadadır. Kimisi açıkça belli bir sırayı takip etmektedir, kimisi ise oldukça dağınık ve bölük pörçük anlatılmaktadır. Bunların ne kadarının hakiki İskandinav efsanesi, ne kadarının sonradan uydurulan edebi öyküler olduğunu söylemek oldukça güçtür. Mitlerin İskandinav inanışlarıyla ne gibi bir ilişkisinin olduğu da ayrı bir tartışma konusudur. Bize mitlerin "doğal ya da tarihsel olgular lar hakkındaki yaygın bazı kanıları" somutlaştırdıkları söylenmektedir. Bu noktaya kadar anlattığımız mitlerin bunu ne kadar başarmış olduklarının kararını ise siz verin.”

İlk bölümde yazar, üç farklı kaynaktan bahsetmiş. Bence bu kaynaklar oldukça önemli ve okuduğum diğer kitaplarda tanıtılmadığı için bu kitabı daha çok sevmeme neden oldu.


“Vikingler, erkekteki kadınsılıktan nefret ederlerdi ve Thor, pek akıllı olmamakla birlikte, son derece erkeksi, güçlü ve kaba saba bir tanrıydı.”



Üç büyük tanrı Uppsala'dai tapınakta. Thor, solunda Odin ile birlikte ortada oturmaktadır. Sağında Freyr'ın olması gerekmektedir ama bir yanılgı sonucu tanrıça Frigg oraya yerleşmiştir. Olaus Magnus'un History of the Nothern Peoples'ından.

“Erkeğin ya da kadının becerileri, görünümü, hakları ve yükümlülükleri, tamamen onun içinde doğmuş olduğu toplumsal koşullardan türetilmekteydi.”

Ayrıca ilerleyen bölümlerde daha önce başka kitaplarda karşıma çıkmayan birkaç mitle karşılaştım. En sevdiklerim toplum sınıflarının nasıl oluştuğuyla ilgili olan ve Demirci Völund’un yaptığı Sigmund’un efsanevi kılıcını anlatan iki mit oldu. Demirci Völund, Cermen mitolojisinde geçen efsanevi demirci Fin kralının oğlu olarak bilinir. Sigmund’un son savaşında kırılan kılıcı Gram’ı o yapmıştır ve bu kılıç Sigmund’a Odin tarafından verilmiştir. Daha sonra Sigmund’un oğlu Siegfried, demirci Regin’in yardımıyla Gram’ın parçalarını döverek Balmung’u yapmıştır. Bir başka anlatımdaysa Roland’ın kılıcı Durendal’ı da o yapmıştır. Bu hikayenin benzerini hepimiz biliyoruz. Yüzüklerin Efendisi Aragorn ve kılıcı Narsil de aynen böyle bir hikayeye sahip. JRR Tolkien’in İskandinav mitolojisinden esinlendiğini hepimiz biliyoruz. Bu kitabı okurken de birçok örneğine rastlayabilirsiniz. Ayrıca Tolkien’in İskandinav mitolojisinden esinlenerek yazdığı bir kitabı da Kullervo’nun Hikayesi’dir. Tavsiye ederim.




Uppsaladaki tapınağın bir canlandırması. Olaus Magnus'un 1555 yılında yayımlanan History of the Nothern Peoples'ından.


Kitabın Künyesi:

Adı: İskandinav Mitleri

Yazar: RI Page

Baskı tarihi: 2009

Sayfa sayısı: 157

Yayınevi: Phoenix Yayınevi


Kaynakça: https://tr.wikipedia.org/wiki/Demirci_Völund

40 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Belgariad Serisi İnceleme|David Eddings

“Hayali zaferlerde risk yoktur; konuşmanın iki tarafı da sizin hayallerinizden geliyorsa, düşmanla karşılaşmalarınız hep zaferle biter.“ Belgariad serisinin kitaplarını tek tek incelemek yerine toptan

bottom of page